Arsenal 1-3 Manchester City : Premier Lig

Premier Lig’de haftanın maçında şampiyonluk yarışının en büyük iki adayı, Arsenal ve Manchester City karşı karşıya geldi. İlk yarı ve ikinci yarının, iki ayrı maç gibi olduğu karşılaşmada ilk yarı Arsenal maça hakim olan taraf olsa da Manchester City, Pep Guardiola’nın 2. yarı yaptığı değişikliklerle üstünlüğü ele geçirip kazanmayı bildi. Arsenal defansları gollerde yaptıkları bireysel hatalarla maça damga vururken, Manchester City şampiyonluk yarışında çok önemli 3 puan aldı ve maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu. Dev maçta iki ekibin 11’leri şu şekildeydi:

Arsenal Topa Sahipken

Ev sahibi ekip, %64’lük büyük bir oranla maç boyunca topa daha fazla sahip olan takım olurken, topu efektif kullanamadı. İstatistiklere baktığımızda maçın (Arsenal topa daha fazla sahip olan takım olmasına rağmen) genel olarak Arsenal yarı sahasında oynandığını görüyoruz. Bunda doğal olarak City’nin pres şeklinin etkisi vardı. Manchester City ilk yarıda, rakibinin 1. bölgede topla oynamasına izin verdi ve ön alanda çok fazla baskı yapmadı. 2. yarıdaki Mahrez – Akanji değişikliğinden sonra ise Manchester City baskıyı biraz daha arttırdı ve daha direkt bir oyun oynamaya başladı. Maçta ilginç olan şey ise Bernardo Silva’nın, top Arsenal’deyken son lig maçında olduğu gibi sol bek pozisyonunda oynaması ve Saka’yla eşleşmesiydi. Guardiola’nın bu seçimi maça doğrudan etki etti.

MÖ - MS (Mahrez'den Önce - Mahrez'den Sonra)

Sanırım Manchester City’nin topsuz oyununu MÖ ve MS olarak ikiye ayırabiliriz: Mahrez’den önce ve Mahrez’den sonra. 60. dakikaya kadar (Mahrez oyundayken) deplasman ekibi baskıyı orta alanda başlattı ve Arsenal’in kale vuruşunda oyun kurmasına izin verdi. Böyle tedbirli bir yaklaşım seçmelerinin nedeni ise Bernardo’nun sol bek pozisyonunda oynaması ve B. Saka’yla 1’e 1 kalma ihtimaliydi. Manchester City 3. bölgede pres yapmayı seçseydi ve Arsenal bu presi kırsaydı Saka, B. Silva’yı geniş alanda alt edebilir ve gol pozisyonu bulabilirdi. 2. bölgede başlattıkları baskı esnasında ise Grealish, zaman zaman Bernardo’ya destekte bulundu ve B. Saka’ya karşı 2’ye 1 oluşturarak onun dribling yeteneğini kısıtladılar. Mahrez oyundan çıktıktan ve Bernardo sağ kanada geçtikten sonra ise Manchester City, alışık olduğumuz ön alan baskısını uygulamaya başladı. Savunma kısmında defansif yönü kuvvetli oyuncuların bulunması ön hattaki oyuncuları da baskı konusunda rahatlatıyordu. Baskı esnasında geride 1’e 1 eşleşmelerin ortaya çıkması Manchester City için sorun olmamaya başladı ve ileri hatta pres için daha fazla oyuncu gönderebildiler.

”Maviler”in ilk yarıdaki 4-3-2-1 pres şekli

Arsenal’de O. Zinchenko, bu maçta da 6 numaranın yanına, ortaya doğru geldi ve Arsenal rakip alana 3-2-5 şeklinde yerleşti. Manchester City ise rakibin 2 pivotunu (Jorginho ve O. Zinchenko) kendi kanat oyuncularıyla tuttu. Kanat oyuncuları içeri girdiğinde ise kanatlarda Gabriel ve Tomiyasu için boşluk açılıyordu. Haaland, Saliba’yı kenar stoperlere yönlendiriyordu. Saliba’nın kenar stope attığı pas ise Grealish ve Mahrez’in pres yapmalarını tetikliyordu. Başlangıçta ortada duran Grealish veya Mahrez baskıya çıkıyor ve bu baskı esnasında ortadaki pivotla topa sahip olan stoper arasındaki pas bağlantısını kesiyordu. Böylece rakip Arsenal, ya kanat oyuncusuna isabet oranı düşük bir pas atmak ya da uzun oynamak zorunda kalıyordu. 

Grealish ve Mahrez rakip pivot oyuncularını tutuyor. İlkay ve De Bruyne ise geriye düşüp rakip 8 numaraları (Odegaard ve Xhaka) tutuyorlar

3. dakikadaki bu pozisyonda Manchester City’nin, rakibi nasıl 3’lünün kenar stoperleri üzerinden oyun kurmaya teşvik ettiğini görüyoruz. Jorginho’da Saliba’ya topu Tomiyasu’ya göndermesi için işaret yapıyor

Bu pozisyon ise Manchester City’nin baskıdaki amacını net bir şekilde gösteriyor. Pozisyonun başında Zinchenko’yu tutan Mahrez, Ukraynalı oyuncuya gölge markaj yaparak baskıya çıkıyor

Top Saliba’ya geldiğinde bu sefer Haaland rakibi kanada yönlendiriyor ve Saliba, boştaki Tomiyasu’ya pas atıyor

Tomiyasu’ya atılan pas Grealish’in prese çıkması için tetikleyici oluyor. Tomiyasu’nun sahanın ortasıyla olan pas bağlantısını kesen Grealish, rakibi isabet oranı düşük bir pas atmaya zorluyor

Manchester City’nin topsuz oyununda Rodri’nin de özel bir rolü vardı. Eğer Manchester City 8 numaraları (İlkay ve De Bruyne) önde yakalanırlarsa Rodri, boştaki Arsenal 8 numarasına markaj yapıyor ve orta sahada boş oyuncu kalmamasını sağlıyordu. 

SOL BEK B. SILVA'NIN BASKIDAKİ ÖZEL ROLÜ

Arsenal, maç içinde Manchester City’nin baskısından dolayı geriden oyun kurmakta zorlandığında ve uzun vurmak zorunda kaldığında ise Guardiola’dan (yazının devamında göreceğiniz üzere aynı zamanda Arteta’dan) oldukça ilginç bir şablon gördük. Normalde baskı anında sol bek, rakip sağ kanadı tutar ve rakibin orta sahaya düşen oyuncularına ise stoperler çıkar. B. Silva’nın fiziksel dezavantajlarını düşündüğümüzde Ake’nin baskıda ileri çıkması ve Bernardo’nun geride kalması hiç mantıklı değildi. Bunun farkında olan Guardiola ise ilginç bir planla karşımıza çıktı. Baskı anında Bernardo, sol bek pozisyonundan ortaya doğru geliyor ve Ake ise kanatta Bukayo Saka ile eşleşiyordu. Böylece geride 3’e 3 oluştuğunda Manchester City, hava toplarını savunan oyuncuların (Walker-Dias-Ake) fiziksel özelliklerinin iyi olmasından dolayı sıkıntı çekmiyordu.

Bu pozisyonda Ramsdale ileriye uzun top yolluyor. Ortadaki Odegaard’ı ise Ake değil, B. Silva marke ediyor

Devamında Ake hava topunu kazanıyor

Benzer pozisyon. Saliba’nın ileriye pasında yine Bernardo normal pozisyonundan çıkıp baskıya gidiyor

Geride ise olası uzun topları savunabilecek Ake, Dias ve Walker kalıyor

Taktiksel Fauller

Peki Bernardo Silva, Bukayo Saka’yla 1’e 1 kalırsa ne oluyordu? Maçtan önce merak edilenlerden biri de Bernardo’nun Saka karşısında göstereceği defansif performanstı. Jack Grealish’in maç boyunca Bernardo’ya destek vermesiyle Manchester City, Saka ve Bernardo’nun 1’e 1 kalmasını engellemeye çalıştı. Fakat yeterli desteğin olmadığı zamanlarda ise Bernardo, Saka’yı başka türlü durdurmayı başardı: Faul yaparak. Maçta Portekizli oyuncu 4 faulle en çok faul yapan oyuncu olurken, defansif açığını bu şekilde kapattı. Pep Guardiola ise 47. dakikada sarı kart gören Bernardo’yu ilerleyen dakikalarda sol bek pozisyonundan alarak oyuncusunun 2. sarıyı görüp atılmasını engellemiş oldu. Agresif oyunuyla Saka’nın aldığı toplardan sonra yüzünü kaleye dönebilmesini engelleyen B. Silva, sonuç olarak rakibin top sürme becerisini kısıtladı.

CITY'NİN DEĞİŞEN PRES ŞEKLİ

Akanji – Mahrez değişikliği sonrası, Bernardo’nun da sağ kanada geçmesiyle Manchester City ilerideki baskısını epey arttırdı. Savunmada hava topu becerisi yüksek 4 oyuncu olması, baskıda City’nin elini güçlendirdi ve ön hattaki oyuncular daha rahat pres yapabildiler. Nitekim Arsenal, rakibinin şiddetlenen presine adapte olamadı ve oyun kurmakta ciddi sıkıntılar yaşadı. Maçtan sonra Guardiola da ilk yarı ve ikinci yarı arasındaki farkları şu şekilde dile getirdi: 

İlk yarıda Arsenal bizden çok daha iyiydi, belki bir şeyleri değiştirdiğim için yeteri kadar iyi değildik. İkinci yarıda çok daha agresiftik ve çok çok daha iyiydik. İkinci yarının ilk dakikasından itibaren çok daha önde ve daha yoğun pres yaptık

İlk yarıda Manchester City’nin, rakibinin 1. bölgede topla oynamasına izin verdiğini görmüştük. 2. yarıda ise kale vuruşundan itibaren şiddetli pres uyguladılar. Sahanın her yerinde 1’e 1 eşleşmeler yaratıp, ev sahibi ekibin rahat top çevirebilmesine engel olmaya çalıştılar. Bunda başarılı da olan City, kaptığı toplarla tehlikeli pozisyonlara girdi ve bunlardan ikisi golle sonuçlandı.

City’nin 2. yarıdaki pres yapısı. Zinchenko ortada değil, kanatta konumlandığında ise Bernardo onu tutuyordu, bu sırada Gabriel’e de De Bruyne prese çıkıyordu

Deplasman ekibinin 3. bölgedeki baskısında ortaya çıkan eşleşmeler

City’nin 3. golünden önce ortaya çıkan görüntü. Yine benzer eşleşmeler

Haaland’ın Saliba’yı bırakıp sağ kanada gitmesiyle baskı bölgesinde City lehine 5’e 4’lük sayısal üstünlük ortaya çıkıyor

Arsenal oyuncuları topu ilerideki Martinelli’ye yolluyorlar fakat Martinelli, K. Walker’ın baskısından dolayı topu kontrol edemiyor. Kapılan toptan sonra gelişen kontra atakta City golü buluyor

68. dakikadaki bu pozisyonda ise ”Maviler”in rakibi yine sağ tarafa sıkıştırdıklarını görüyoruz. De Bruyne ve B. Silva’nın baskısıyla Zinchenko topu tehlikeli bölgede kaybediyor

Bernardo’nun pasında Haaland önemli bir pozisyondan yararlanamıyor

Arsenal hem topu 3. bölgeye taşıma konusunda hem de girdikleri pozisyonları değerlendirebilme konusunda bu maç özelinde bazı sıkıntılar yaşadı. Özellikle E. Nketiah bu maç oldukça şanssızdı ve 2 net kafa vuruşundan yararlanamadı. Yine de bunlardan ilkinde Arsenal’in bazı 3. bölge prensiplerini görmek mümkündü. 

21. dakikada gelişen pozisyonda Arsenal’in her maç kullandığı 5’li hücum hattını görüyoruz. Geride ise Zinchenko, Jorginho ve Tomiyasu top kaybına karşı savunma güvenliğini sağlıyor. Bu pozisyonda B. Silva’nın hava topu zaafiyetlerini de görmek mümkün

Nketiah’ın bu vuruşu 0.29’luk oldukça yüksek bir gol beklentisine sahip. Fakat genç oyuncu pozisyonu golle sonuçlandıramıyor

Manchester Cıty Topa Sahipken

Manchester City, maçın ilk yarısında akan oyunda gol fırsatı bulmakta zorlandı. Baskıda yeterince agresif olamamaları toplu oyunlarına da etki etti ve duran top dışında ciddi bir şans yakalayamadılar. 2. yarı ise, Akanji oyuna girdikten sonra alışık olmadığımız bir Manchester City oyunu gördük. Ederson’un uzun toplarıyla topu 3. bölgeye taşımaya çalışan City, rakipten seken 2. topları toplayıp veya kale vuruşunda yaptıkları baskıyla topu kazanıp hızlı ve direkt bir şekilde rakip kaleye hücum etmeye çalıştı ve bunda başarılı da oldu. Özellikle Haaland’ın fiziksel avantajlarından yararlanmaya çalışan City, ileriye baskı için daha fazla oyuncu gönderebildi ve kapılan toplarla Arsenal’i hazırlıksız yakalayıp net gol fırsatları buldu. Arsenal ise bu değişikliğe tam anlamıyla adapte olamadı. Manchester City, maç boyunca %36 gibi hiç alışık olmadığımız bir oranla topla oynarken, bizlere bir kere daha topla oynama istatistiğinin ne kadar anlamsız olduğunu ve asıl önemli olanın topla ne yaptığın olduğunu gösterdiler. İlk yarıya baktığımızda ise pres konusunda başarılı bir Arsenal vardı. Manchester City’de sol bek B. Silva ortaya doğru, Rodri’nin yanına geliyordu ve ortaya 3-2-5 şeklinde bir yapı çıkıyordu. Buna karşılık Arsenal, (kupa maçında yaptığı gibi) adam adama savunmayla Manchester City’nin istediği gibi top çevirebilmesine engel oldu. Presi oldukça şiddetli yaptıkları için rakibe hatlar arasında çok fazla boşluk vermediler. Bu baskı esnasında ise aynı B. Silva’da olduğu gibi O. Zinchenko’nun da özel bir rolü vardı.

Baskı esnasında Saka ve Martinelli kenar stoperleri tutuyor. Ortada ise Bernardo – Odegaard ve Rodri – Xhaka eşleşmeleri var

Bu resimde ise geride ortaya çıkan 1’e 1 eşleşmeleri görüyoruz. Burada ilginç olan şey sol bek Zinchenko’nun ortaya gelip De Bruyne’yi tutması. Bu esnada Mahrezi’ de sol stoper Gabriel tutuyor. Bunun avantajı ise geride hava toplarını karşılayan oyuncunun Zinchenko değil, hava toplarını daha rahat kazanabilecek olan Gabriel olması

Manchester City’nin 3-2-5 yapısı. Normalde Xhaka’nın Rodri’yle eşleştiğini biliyoruz. Fakat Xhaka, Nketiah’ın Rodri’ye gölge markaj yaptığı pozisyonlarda ileri çıkmıyor ve ortadaki alanı kapatıyordu

Arsenal’in penaltı kazandığı pozisyon. Yaptıkları baskıyla topu kazanan ev sahibi ekip, devamında topu hızlıca ceza sahasına taşıyarak golü buluyor

Manchester Cıty'nin İlk Golü

Arsenal’in adam adama eşleşerek yaptığı baskı ilk yarı işe yarasa da, seçtikleri pres tarzı bazı riskleri de barındırıyordu. Bu risklerden bir tanesi ise gole sebebiyet verdi. Birçok kişi pozisyonda yalnızca Tomiyasu’nun bireysel hatası olduğunu savunsa da, De Bruyne’nin sahada gelişen aksiyonlara tamamen hakim olması da golü getirdi.

23. dakikada atılan golden önce yine Arsenal’in 1’e 1 eşleşerek baskı yaptığını görüyoruz

Ederson’un uzun topunda Saliba topu indiremiyor ve top Tomiyasu’ya doğru gidiyor. Bu pozisyonda alkışı hak eden oyuncu ise De Bruyne. Belçikalı oyuncunun başlangıç pozisyonuna baktığımızda Arsenal’in 2 stoperinden de geride olduğunu görüyoruz

Gabriel’in topu takip etmediğini fark eden De Bruyne, Tomiyasu’nun tek pas seçeneğinin kaleci olduğunun farkında ve buna göre pozisyon alıyor

Ceza sahasının önünde topa Ramsdale’dan önce yetişen oyuncu, sol ayağıyla topu kalecinin üzerinden aşırtarak takımını 1-0 öne geçiriyor

Manchester City 3. bölgeye yerleşebildiğinde ise Arsenal, rakibi 4-4-2 şeklinde karşıladı. Derinde beklemekten hoşlanan bir takım olmayan Arsenal, bu anlarda rakibin attığı geri pasla birlikte tekrardan rakibi kendi kalesine itip ön alanda baskı yapmaya devam etti. Bu yüzden 4-4-2 yapısını maçta çok fazla görmedik.

Arsenal’in 1. bölgedeki 4-4-2 yapısı

Manchester Cıty'nin Değişen Oyun Stili

2. yarıyla birlikte Manchester City oyun stilinde değişikliğe gitti. Normalde yaptıklarından çok daha direkt ve tempolu bir şekilde topu ileri taşımaya çalıştılar. Kaybedilen toplardan sonra gegen-press uygulayarak, topu hızlıca alıp Arsenal’i dengesiz yakalamayı hedeflediler ve bu planda başarılı da oldular. Hatta maçın kontrolünü ”topun kontrolünü bırakarak” aldıklarını söyleyebiliriz. Ederson’un pas yeteneğinden ve Haaland’ın fiziksel gücünden yararlanıp, 2. golü de bu şekilde buldular. Öyle ki Ederson, maçta 26 uzun top oynadı. İstatistiklere baktığımızda bu sayı, Ederson’un normalde yaptığından çok daha fazla. 2. yarıdaki bu değişime Arsenal ayak uyduramadı ve maçın kontrolünü kaybetti.

Pozisyonun başında Ederson, Haaland’a uzun pas atıyor. Burada City oyuncularının Arsenal oyuncularını nasıl kendilerine çekip, ön tarafta Haaland ve diğerlerine boşluk yarattığını görüyoruz

Haaland, Saliba’yı rahatsız ediyor ve topu kontrol edebilmesini engelliyor. Seken top Zinchenko ve ardından Xhaka’ya gidiyor

Bernardo’nun karşı presi sonrası Xhaka uzun vurmak zorunda kalıyor

Topu kazanan City oyuncuları oyalanmadan topu ileri gönderiyorlar. Son olarak Walker’dan Bernardo’ya giden topu Arsenalli oyuncular alıyor

Topu kazanmakta ısrarcı olan De Bruyne ve Bernardo bir kez daha gegen-press uyguluyorlar ve Bernardo topla buluşuyor

71. dakikadaki bu pozisyon, bizlere City’nin 2. yarıdaki oyunu hakkında çok şey gösteriyor. Topu daha güvenli bir seçenek olan İlkay’a atabilecek olan Bernardo, bir an önce rakip kaleye ulaşmak istediği için Haaland’ın koşu yoluna atıyor ve City 2. golü buluyor

Sonuç

Zirvedeki 2 takımın, 2 dahi teknik direktörün karşılaşması bizlere maçtan önce çok şey sunuyordu. Nitekim maçta beklenilen taktiksel mücadele gerçekleşti. İki ayrı devrenin, iki ayrı maç gibi olduğu karşılaşmada Manchester City çok değerli 3 puan aldı. Manchester City’nin özellikle 2. devrede yaptığı presin başarısını, Arsenal’in 28. ve 83. dakikalar arasında (penaltı hariç) 0 xG üretebilmesinden de anlıyoruz. Arsenal’in bireysel hataları ve kaçırılan net pozisyonlarını da sayarsak maçı domine eden net bir takımın olmadığını fakat ilk devrenin Arsenal, ikinci devrenin ise Manchester City üstünlüğüyle geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 2. yarı ibreyi tersine döndüren Guardiola ise, maçın taktiksel anlamda kazananı oldu.