Bundesliga’nın 26. haftasında Almanya’nın iki büyük takımı karşı karşıya geldi. Bayern Münih’in, Allianz Arena’da Borussia Dortmund’u konuk ettiği maçta tamı tamına 6 defa gol sesi çıktı ve kazanan taraf 4-2’lik bir skor ile Bayern Münih oldu. Bu maç, Nagelsmann ile yolların ayrılmasından sonra Thomas Tuchel’in ilk maçı olduğu için büyük önem taşıyordu. Tuchel ilk maçının bu kadar önemli bir maç olmasına rağmen maçtan galip ayrılmayı bildi ve zirve yarışında da Borussia Dortmund’un 2 puan önüne geçti. Alman derbisi “Der Klassiker” de iki takımın 11’leri şu şekildeydi:
bayern münih topa sahipken:
Maçtaki topla oynama oranlarına bakıldığında %48’e %52 gibi çok yakın oranlar görülse de maçı kontrol eden taraf Bayern Münih’ti. Bayern Münih ataklarını kurgularken 2-3-5 şeklinde diziliyordu. İleri 5’lide Coman ve Sane kanatlara doğru oldukça açılıyor ve genişliği sağlıyor, Choupo-Moting ileride oynuyor ve Müller ile Goreztka da half space bölgelerinde konumlanıyordu. Tuchel, Kimmich’in pas yeteneğinden faydalanmak istediği için ise Kimmich ataklarda geriye gelip top alıyordu. Bunun bir kanıtı olarak, Kimmich maçta en fazla pas girişiminde bulunan ve topla en fazla buluşan oyuncuydu. Dolayısı ile Borussia Dortmund bunun önüne geçmeye çalıştı ve Bellingham ile Kimmich’i eşleştirdi, fakat Kimmich gene de topla buluşmaya devam etti. Bayern Münih bekleri ise genelde Kimmich’in yanında dar bir şekilde konumlanıyorlardı. Fakat Zinchenko’nun Arsenal’de oynadığı gibi sahte bek rolünde değillerdi. Buna karşılık, Borussia Dortmund cephesi ise savunmada 4-5-1 formasyonu ile diziliyordu. Fakat bu dizilişin Dortmund cephesi adına net dezavantajları vardı. Bayern Münih beklerinin Kimmich’e yakın konumlanmaları onların topla buluşmasını kolaylaştırıyordu. Herhangi bir bek topla buluştuğunda Dortmund tarafında 4-5-1’in kenarında olan oyuncu bu beke baskıya çıkıyordu. Bunun sonucunda ise bekler kolay bir pas ile kanat oyuncusunu topla buluşturabiliyor, kanat oyuncuları da Dortmund beki ile 1’e1 kalıyordu.
Bayern Münih’in kullandığı 2-3-5 dizilişi. Kimmich stoper ikilisinin önünde yer alıyor ve yanında da Davies ve Pavard var. Davies ile Pavard daha dar konumlanıyorlar, fakat bir “sahte bek” gibi ortada durmuyorlar. İleride ise Coman ve Sane kanatlardan genişlik sağlarken, Goertzka ve Müller ikilisi de half-space bölgelerinde bulunuyorlar
Bayern Münih gerideyken, Bellingham Kimmich’e yakın markaj uyguluyor ve topla buluşmasını engelliyor
Borussia Dortmund’un kullandığı 4-5-1 formasyonu. Sebastian Haller iki stopere baskı yapıyor, Bellingham ise yine Kimmich’e yakın duruyor
Münih 2-3-5, Dortmund ise 4-5-1 şeklinde dizildiğinde eşleşmeler bu şekilde oluyor. Top örneğin Davies’e geldiğinde ise Davies kolay bir pasla Coman’ı bulabilecek durumda ve Coman ise topla buluştuktan sonra Wolf ile 1’e1 kalıyor ve büyük bir alana sahip
Ev sahibi ekip topu ileri bölgeye taşıdığında, deplasman ekibi 4-5-1 formasyonunu korumaya devam ediyordu. Savunma ve orta saha hattının arasındaki boşluğun az olması ve orta alanı kapatan çok oyuncu olması ise Bayern’i kanatlara yönlendiriyordu. Dolayısı ile Bayern Münih’in maçtaki en önemli atak silahları kanat oyuncularıydı. Sağ kanatta Sane, sol kanatta ise Coman forma giyiyordu. Hem hızlı olan hem de dribling yeteneği üst seviye olan Coman ve Sane, maç boyunca Dortmund beklerine zorluk çıkardılar. Gerek 1’e1 kaldıkları pozisyonlarda dribling yetenekleri ile savunmayı ekarte ettiler, gerekse hızlarını kullanarak savunmanın arkasına sarktılar. Dortmund bekleri bu tehditlerden dolayı maçta çok ileri gitmedi, biraz önde yakalandıkları pozisyonlarda ise cezalandırıldılar. Bayern Münih’in maçta hangi bölgeden ne kadar hücum ettiğini gösteren verilere bakıldığında her iki kanadın da en çok tercih edilen atak bölgesi olması ise bu tezi kanıtlar nitelikte. Ev sahibi ekipte kanatlar yanlara doğru açılıp topla buluştuğunda ise Goretzka, Choupo-Moting ve Müller 3’lüsü ise ceza sahasına doğru yükleniyordu. Ayrıca Münih beklerinin de daha serbest bir şekilde oynayabilme özgürlüklerinin olması, onların da zaman zaman atağa katılması demekti. Bir kanat oyuncusu topla buluştuğunda Dortmund bekini kendine doğru çekiyor ve bu sayede arkada bekin koşu atabileceği bir boşluk oluyordu. Kanatların etkili olmalarının bir başka sebebi ise Münih ekibinin uzun paslarla oyunun yönünü değiştirmesiydi. Sane’nin hızının yanında oyun kurucu olarak oynaması sonucunda top birçok kez ona geldi ve Dortmund savunması da onun tarafına doğru kaydı. Bu da ters kanatta Coman’ın önünde boş bir alanla kalmasını sağladı.
Bayern Münih topu ileri taşıdığında, Dortmund savunması 4-4-1-1 gibi diziliyor. Top Coman’a geldiğinde Coman Wolf’ü kendine doğru çekiyor ve Brandt’ın önde kalması sonucu savunmada boşluk oluşuyor. Oluşan bu boşluğa Davies koşu atıyor. Aynı zamanda Goretzka, Müller ve Choupo-Moting üçlüsü ceza sahasına yükleniyor.
Burada ise pozisyonun maçtaki bir örneği söz konusu. Top Coman’da ve karşısında ise Wolf var. Coman’ın son çizgiye inmek yerine içeriye yönelmesi sonucunda Davies’e koşu atması için bir yer açılıyor ve Davies buraya koşu atıyor
Bu pozisyonda Upamecano, Wolf’ün biraz ileride olduğunu hemen görüyor ve savunma arkasında Coman’ı topla buluşturarak Wolf’un ileride kalmasını cezalandırıyor
Burada top Sane’de iken Dortmund savunması sola doğru kayıyor ve bu da Coman’ın önünde boşluk oluşmasını sağlıyor
borussia dortmund topa sahipken:
Bayern Münih topa sahip olduğunda sergilediği başarılı oyunu, top rakipteyken de devam ettirdi. Tuchel’in öğrencileri Dortmund geride iken 4-2-3-1 şeklinde Dortmund’a baskı yaptılar. Dortmund kalecisi stoperlerden birine pas verdiğinde Choupo-Moting stopere baskıya çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda stoperin diğer stoperle pas açısını kapatıyor ve stoperi beke oynamaya zorluyordu. Top beke geldiğinde ise kanat oyuncusu beke baskı yapıyor, 4-5-1’in kenarında yer alan oyuncuya da Münih beki baskıya geliyordu. Choupo-Moting’in stopere çıkamadığı anlarda veya diğer stoperde kaldığı anlarda ise doğrudan kanat oyuncusu stopere baskıya çıkıyordu. Bu durumda ise Bayern beki, rakip takımın bekine baskıya geliyordu. Bayern Münih uyguladığı bu baskı sisteminin meyvesini ise 3. golle aldı. Sane’nin Schlotterback’e baskıya gelmesi sonucunda Schlotterback Ryerson’a pas verdi, fakat Ryerson Pavard’ın agresif baskısı ile karşılaştı. Bunun sonucunda Ryerson topu kaybetti ve sonrasında gol geldi. Fakat bu baskı sisteminin tabii ki Bayern cephesi için negatif yönleri de vardı. Dortmund temsilcisi maçta oyuncularını bir tarafa doğru kaydırdığında ve sayısal üstünlük elde ettiğinde, Bayern Münih savunmada problem yaşıyordu. Çünkü bekin önde olması ile beraber 4-5-1’in kenarındaki oyuncu boş kalıyor ve stoper mecburen bu oyuncuya yakın oynuyordu. Bu da savunmanın arkasında boşluk oluşmasına neden oluyordu ve bazı pozisyonlarda Dortmundlular bu boşluğu görüp arkaya doğru koşu attı.
Burada Choupo-Moting Suele’yi yandan tutuyor ve bu sayede diğer stoper ile bağlantısını kesiyor. Coman, Wolf’a baskı yaparken Goretzka da Bellingham’a baskı yapıyor. Bu açıdan gözükmese de, Davies ise Brandt’a baskı yapmak için öne geliyor
Bayern Münih attığı 3. golden önce uyguladığı baskı. Sane-Schlotterback, Goretzka-Guerreiro, Pavard-Ryerson ve Kimmich Reus eşleşmeleri görülüyor. Top Ryerson’a geldiğinde yakınındaki tüm oyuncuların dolu olması, Pavard’ın agresif bir şekilde bir anda baskıya gelmesi ve Kimmich’in baskıyı desteklemek için doğru kaymayı yapması, golü getiren en önemli etkenler olarak öne çıkıyor
Bu pozisyonda Guerrerio ve Reus’un sol tarafa yönelmesi ve Kimmich’in kaymayı yapmada geç kalması ile beraber Dortmund bir fırsat yakalıyor. Pavard’ın Guerreiro’yu tutması ile beraber Reus boş kalıyor ve Upamecano Reus’a yakın oynuyor. Upamecanonun hafif ileri çıkması sonucunda savunmada bir boşluk oluşuyor ve Bellingham savunma arkasına sarkıp topla buluşuyor
sonuç:
Bayern Münih uyguladığı etkili baskı ve kanat oyuncularından gelen katkı ile maçı kazanmayı hak etti. Bayern’in kanat oyuncuları hem saldırıda Dortmund beklerini zorladı, hem de onların atağa çıkmasını önledi. Bunların yanında tabii ki Kobel’in henüz maçın başlarında büyük bir hata yapmasının ardından golün gelmesi ve Müller’in ne zaman nerede olacağını çok iyi bilip yakın mesafeden basit goller bulması maçın kaderinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Thomas Tuchel takımın başındaki ilk maçında şampiyonluk yolundaki en büyük rakibini yenmeyi başardı ve daha ilk maçından iyi bir izlenim verdi.